Cuma, Mayıs 04, 2012
the dreamers
planlar, hayaller, fanteziler alemine fazla dalmış bir haldeyim bu ara.
beynim aşırı bir hızla ve de hiç de optimist olmayan bir şekilde çalışıyor. rüyalar, kabuslara, kabuslar gece sigaralarına, sigaranın dumanı mum ışığına karışıyor. bir yandan kedi miyavlıyor.
bilinç akışı bulunmamış olsaydı takribi iki hafta önce kesin ben bulurdum.
ama bulundu, o yüzden şimdilik benim yaptığıma saçmalamak deniyor.
çok eski bir zamanda, aşağı yukarı bir kaç asır önce iyi kötü bazı planlarım vardı, olur falan sandığım. artık yok.
"benim bir amacım vardı" cümlesini sürekli kuruyorum. hayatım için de, mutfağa girerken de, duş alırken de. minör ve majör tüm olaylarda "benim bir amacım vardı" lafı bana düzenli olarak selam veriyor.
isteklerimin çoğu olur şeyler değil.
8 yılda bir kere aşık oldum özünde, arada sevmiş bile olsam. geri gelsin istiyorum ama hayalin sonu bile romeo jülyet, beş güne ölmemiz falan lazım. hayallerime bir şey olmasın diyor, dokunmuyorum.
yeniden sevmeye kalksam aşırı yargılayıcı oldum, sevemem.
hem geçen de dediğim gibi " aa bela var, koşa koşa gideyim" ya da bugün bir arkadaşa dediğim gibi "önümden yemeğimi alsa sos lazım mı derim". aşkta olayım bu.
bir de zaten arkadaşlık, sosyallik mevzu olduğunda da aşırı naif hayallerim var, incelikler yüzünden halindeyim. beni paşalar, lordlar, kelebek kanatlı melekler yetiştirdi çünkü.
bir de boşvermişlik, sik anasını aldırmacılık, sallacılık ve de nedir yani ölüm yok yacılığın kitabına da ön söz yazdım. çünkü karamsarım. kötü olacak demiyorum, bir şey olmayacak. ha bir de maddi yani gerçek dünya için de bir sorum var "ya dip bu değilse?" aslında daha iyi olur belki. tam batarsan umursayacak bir şey kalmaz, fakat hala var ve de umursamamak işe yaramıyor, olmuyor. umursuyor, önemsiyor ve ciddiye alıyorsun. ne yardan ne serden geçiyorsun; ekmeğin de yok pastan da falan.
aslında ben bunları yazmaya gelmedim. demiştim kafa durmuyor diye, yazılmayan cümle sayısı kafam kadar, elim yetmiyor. parmaklı ahtapot olmalıyım.
ha şunu diyecektim; tamamen bembeyaz bir yer istiyorum*. tek oda, yatak, müzik, defter ama defter değil. eski tip ajanda mı desem? ciltli olsun fakat sayfaları da kolay açılsın. çok şey istiyorum. klasik müzik. yok ya müzik. şarap da olur, hayır demem. durmadan yazayım anlatacak değerli ve önemli hiçbir olayım yok ama yazayım yine de.
belki bir yol bulunur.
bir yol hep vardır değil ama çoğunlukla vardır, belki sis aralanır.
*not: bi ara bu tip zımbırtıların da listesini yapacağım. edeceğim.
Etiketler:
acıların kadınıyım,
hayat meyat
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder