Pazar, Ocak 19, 2014

paralel evrenler ve ben -2-

tak, tak, tak.
tahtada domates kesiyorum şimdi, sizin haberiniz yok.
saat de daha dokuz.
beni bilgisayar karşısında oturmuş sigara içiyor sanıyorsunuz ama ben aslında domates kesiyorum.
hayatın acı yanı domates bende kaşıntı yapıyor. boklu felek.
ama imge olarak güzel, çağrışımları güzel.
mesela ben kekik de yemem ama imge olarak kekikli zeytinyağı güzel.
neyse, domatesleri kesiyorum, biri balkona tabak götürüyor.
bembeyaz tabaklar. beyaz bir masa örtüsü var. bu sefer ham ahşap değil, bu sefer örtülü masa.
bu arada ben ne rezil bir insansam aslında balkonda yemek yemeyi de sevmem.
bir kesemedim şu domatesleri lak lak etmekten.
çanakkale domatesi de var, şu kocaman olanlardan da.
tam menemenlik ama yapmayacağım.
sadece kütür salatalık, yeşillik, peynir, zeytin, vişne reçeli olsun.
bir de güzel demli çay.
e hadi değişiklik olsun, çay bardağından içeyim bu sefer kupadan değil.
tereyağ bile olmasın.
radyo var bir de mutfakta, yaşlılık işte azizim.
radyo.
kapı çaldı şimdi, tazecik ekmekler gelmiştir, ben kapıya bakmaya gidiyorum.

Hiç yorum yok: