ağır
ağır
ağır
ve her şey daha ağır
ılık
ılık
ılık
ve sıcak
ve terli
ve suyun üzerinde kayar gibi
ve yankılanır gibi sesler
ve vurulmuş bir melek
kanamadan düşer gibi
gökyüzünden yeryüzüne
yüzden yüze
yüz defa olsa fark eder mi?
fark
eder
mi?
yankılar
yankılanır
"she is on the dark side"
yankılandıkça işler işler işler
çarpar dağılır
geri gelir
gelmez
geri gelir mi gelmez mi?
belli olmaz
bir mürit gibi ses
ileri geri
sallanır
salınır salınır
salınım
aynı aynı aynı yanı
tekrar tekrar tekrar tekrar
lanmaz bir şey asla
asla asla
aynı an tekrar yaşanmaz
geri gelmez
gelse
gelse gelse
bile tanınmaz
hatırlanmaz
koku yabancılaşır
başka da bir şey olmaz
yukardan yukardan gelmiştim
kanamadan düşer gibi
indim yere
tutacak bir şey bulamadım
gemi karanlık suyu yarar gibi
yağ suda kayar gibi
akıyor gidiyor
akıyor gidiyor
limana vardığımda
kimse beni karşılamıyor
iki paket mendille kalakalıyorum
kendim bile kendimi karşılamıyor
bazen
eşleşmiyor görüntü
parçalar yerine oturmuyor
gidiyor gidiyor
tanrı meleğini düşürdüğünü
görmüyor
görmüyor
ağlıyor ağlıyor
tanrıyı vuruyor bir insan.
göz göze bakıyor
vurulmadan
kanamadan
düşüyor
yüzden yüze
yüzde yüz.
matematiğim bu kadar
ömrümü hesaplamaya yetmiyor.
Çarşamba, Temmuz 30, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder